(bir şeyleri) bir araya getirmek - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

(bir şeyleri) bir araya getirmek



"(bir şeyleri) bir araya getirmek" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç

Türkçe İngilizce
Phrasals
(bir şeyleri) bir araya getirmek bring (something) together f.
(bir şeyleri) bir araya getirmek couple (something) together f.

"(bir şeyleri) bir araya getirmek" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 20 sonuç

Türkçe İngilizce
Phrasals
bir şeyleri bir araya getirmek string something together f.
(birilerini/bir şeyleri) bir birlik altında bir araya getirmek unite in (someone or something) f.
(birilerini/bir şeyleri) bir ortaklıkta bir araya getirmek/birleştirmek unite in (someone or something) f.
(bir şeyleri bir şey) altında bütünleştirmek/bir araya getirmek unify (something) into (something) f.
birilerini/bir şeyleri bir şey altında bütünleştirmek/bir araya getirmek unify someone or something into something f.
bir şeyleri beceriksizce bir araya getirmek jumble something together f.
bir şeyleri apar topar bir araya getirmek jumble something together f.
birilerini/bir şeyleri bir araya toplamak/getirmek bunch someone or something up f.
birilerini/bir şeyleri bir araya getirmek draw people or things together f.
bir şeyleri bir araya getirmek fit something together f.
birilerini/bir şeyleri bir araya toplamak/getirmek get someone or something together f.
(birilerini/bir şeyleri) bir araya getirmek/toplamak group (someone or something) together f.
birilerini/bir şeyleri grup halinde bir araya getirmek herd someone or something together f.
birilerini/bir şeyleri bir araya getirmek/toplamak herd someone or something together f.
(birilerini/bir şeyleri) bir araya getirmek round (someone or something) up f.
(bir şeyleri) bir araya getirip (bir şey) haline getirmek weave (something) into (something) else f.
Idioms
farklı şeyleri bir araya getirmek mix and match f.
bir şeyleri farklı amaçlar için farklı kombinasyonlarla bir araya getirmek/eşleştirmek mix and match f.
son anda bir şeyleri bir araya getirmek knock something together f.
son anda bir şeyleri bir araya getirmek throw something together f.